AÇIK HAVA KURUMASI (AIR DRY):

Uygulanan boyanın, normal oda sıcaklığında kurumaya bırakılması.

ADERANS:

Kuru film tabakasının yüzey üzerinde kabarmadan, ince tabakalar halinde kalkmadan veya çatlamadan durma kabiliyetidir. Aderans, boyanın belki de en önemli özelliğidir. Islak tutunma, ıslak koşullara rağmen kuru boya filminin yüzeye tutunma kabiliyeti, genellikle dış cephe boyaları için önemlidir.

AKRİLİK (ACRYLIC):

Yüksek performanslı akrilik esaslı boya veya su bazlı boyalarda kullanılan sentetik polimerdir. Boyanın bağlayıcısı gibi, akrilik reçineler, kaplamanın kimyasallara dayanmasına ve ışık haslığı nedeniyle renginin kalıcı olmasına olanak sağlar.

AKRİLİK REÇİNE (ACRYLIC RESIN):

Renk ve parlaklık dayanımı, alkali ve oksidasyon dayanımı, sertlik, yapışma ve bağlama sağlamlığı ve film ömrü gibi özellikleri süper olarak nitelendirilen ve kaplama formülleri arasında seçkin bir yeri olan reçinelerdir. Genellikle, akrilik asit, metakrilik asit, akrilonitril ve bunların kopolimerlerinin esterlerini içeren akrilik asitlerin türevlerinin polimerizasyonu sonucu oluşan reçinelerdir. Akrilat reçineler olarak da bilinirler.

AKRİLİK ESASLI BOYA (ACRYLIC PAINT):

Akrilik Esaslı Boya tarifleri aşağıda alternatifler halinde bilgilerinize sunulmuştur:
(1) Esas olarak sıvı (aqua) ortam içerisinde polimerik maddenin sabit dispersiyonu (dağılımı).
(2) Plastik veya reçinenin,doğal veya sentetik su içersinde dispersiyonu; sentetik, emülsiyon (karışım) polimerizasyonu ile yapılır. (Dikkat edilmesi gereken husus, polimerizasyondan sonra akrilik esaslı boya su içerisinde dağılmış katıdır, bu yüzden emülsiyon değildir. Boya endüstrisinde akrilik esaslı boya ve emülsiyon benzer kullanılır.)

Polivinil asetat veya akrilik reçineler gibi sentetik bağlayıcılar ile yapılan ve su ile inceltilen boyalardır. Yağlı boyaların tersine, akrilik esaslı boyalar çabuk kurur,düzgün akar ve su ile kolaylıkla temizlenebilir. Yüksek performanslı akrilik esaslı boyalar %100 akrilik reçine içerirler.

Bağlayıcısının çoğunluğunu akrilik reçinenin oluşturduğu, su ile inceltilen boyalardır.Belirli özellikler katmak veya maliyeti düşürmek için boyaya katılan diğer bağlayıcılar ise, stiren, epoksi ve polivinil asetat’dır.

%100 AKRİLİK ESASLI BOYA:

Bağlayıcı olarak sadece akrilik reçine kullanılmış, su ile inceltilen boyalardır. Genel olarak, çok kaliteli akrilik esaslı boyalar farklı birçok mimari kaplama için kullanılır,%100 Akrilik esaslı boyalar, süper aderans, uzun süreli esneklik,nefes alabilirlik, alkali dayanımı, sertlik ve parlaklık dayanımına sahiptirler.

ALKİDLER:

Her ne kadar, orta dereceli ekipmanlar ve marin enamellerde bağlayıcı olarak kullanılsalar da,içeride ve dışarıda,ahşap boyalarında bulunan reçinelerdir.

ALT TABAKA (SUBSTRATE):

Kaplamanın uygulandığı yüzey.

ASTAR (PRIMERS):

Boyama işlemi sırasında ilk uygulanan kattır. Boyanın yüzeye daha iyi yapışması için kullanılır.

BAĞLAYICI (BINDER):

Bağlayıcı, pigment parçalarını, düzgün boya filmi oluşturmak üzere bağlar ve aynı zamanda boyanın yüzeye yapışmasını sağlar. Bağlayıcının cinsi ve miktarı, boyanın performans özelliklerinin yıkanabilirlik, sertlik, yapışma ve renk dayanımı çoğunu belirler. Kaliteli yüksek performanslı akrilik esaslı boyaların üretiminde tercih edilen bağlayıcı, akrilik polimerler gibi reçinelerdir.

BALONLANMA (BUBBLING):

Boya ya da kaplama kururken yüzeyde baloncukların oluşması. Boyanın fazla karıştırılması ya da fazla fırça darbesi sonucu oluşur.

ÇÖZÜCÜ (SOLVENT):

Herhangi bir reçineyi çözebilen sıvı. Genelde boyaların uygulandıktan sonra uçup giden sıvı kısmına denir.

DAYANIKLILIK (RESISTANT):

Boyanın maruz kaldığı yıpratıcı çevre etkilerine, özellikle kötü hava şartları,karşı dayanma derecesi. Dayanıklılığın iki etkisi vardır: Koruyucu özellikleri yüzeyi bozulmaktan korur, dekoratif özellikleri etkileyici görüntüsünün kalıcı olmasını sağlar.

DESTEKLEME (BRIDGING):

Boyanın çatlak ya da küçük boşluk doldurabilme kapasitesi.

DİSPERSİYON (SÜSPANSIYON):

Çok ince katı yapıdaki partiküllerin bir sıvı madde içinde homojen şekilde dağılması işlemidir.

ELASTİKİYET (ELASTICITY):

Boyanın, görünümünde değişiklik olmadan veya zarar görmeden, genişleme ve daralma yeteneği. Sıcaklık değişimleri genişleme ve daralmaya sebep olur. Örneğin sarı çam tanecik boyutuna bağlı olarak farklı oranlarda genişler. Elastikiyet dayanıklılığın anahtarıdır. Akrilik bağlayıcılar elastikiyetleriyle dikkat çekerler.

EMPREGNASYON:

Çok düşük viskoziteli bir sıvının, katı bir yüzeyin içine derinliklerine işlemesi, girmesidir. Bu sayede kapiler boşluklar ve porlar (gözenekler) dolabilir. Kendinden sonra gelebilecek uygulamaya iyi aderans oluşturur ve yüzeyin mukavemetini arttırır

EMÜLSİYON (EMULSION):

Bir sıvı ve içinde asılı duran katı parçacıkların oluşturduğu karışım.

EMÜLSİYON BOYASI (EMULSION PAINT):

Reçinelerin su içinde asılı durduğu bir boya çeşidi. Örneğin, lateks boya.

EPOKSİ (EPOXY):

Bazı kaplamalarda kullanılan çok sert ve dayanıklı sentetik reçine.

FİLM OLUŞUMU:

Boyanın sürekli kuru film tabakası oluşturma kabiliyeti. Bu proses, su veya solventlerin buharlaşması ve bağlayıcı parçalarının birleşmesi sonucu oluşur. Sürekli kuru film suyu iter.

FİLM KALINLIĞI (FILM THICKNESS):

Kurumuş kaplamanın yüzey kalınlığı.

GALVANİZLEME (GALVANIZING):

Paslanmayı önlemek için demir ve çeliğe uygulanan ince çinko kaplama işlemi.

GEÇİRGENLİK (PERMEABILITY):

Film tabakasının, örneğin su buharını geçirebiliyor olması.

GEVREKLİK (BRITTLENESS):

Maddenin, eğilip büküldüğü zaman kırılmaya meyilli olması.

GÖRECE NEM (RELATIVE HUMIDITY):

Havadaki nemi anlatmak için kullanılan bilimsel bir yöntem. Yüzde olarak ifade edilir ve o sıcaklıkta olabilecek nemin oranını belirtir.

GÖZENEKLİ OLUŞ (POROSITY):

Boya filminin su buharı ya da sıvıgeçiriyor olması.

HAVASIZ SPREYLEME(AIRLESS SPREY):

Yüksek basınçla bir delikten, kuvvet uygulayarak boyanın atomizasyonu prosesi. Özellikle boya önceden ısıtıldığında, solventlerin buharlaşması ile yol almasının efektidir.

ISLAK FİLM KALINLIĞI (WET FILM THICKNESS):

Kaplamanın uygulandığı andaki yüzey kalınlığı.

İKINCİL RENKLER (SECONDARY COLORS):

Herhangi iki birincil rengin karışımı olan renk. Örneğin; birincil mavi ve sarı birleşince, ikincil yeşil olur.

KAPLAMA (COATING):

Boyalar, vernikler ve lakeler için kullanılan genel bir tabir.

KATALİST (CATALYST):

Kimyasal reaksiyona katıldığı zaman, reaksiyonun hızını artıran madde.

KOHEZYON (COHESION):

Aynı cins moleküller arasında bulunan çekim kuvveti. Bir maddenin moleküllerini bir arada tutan kuvvettir.

KURUMA (CURING):

Islak boyanın kuruyarak ince bir film tabakası halini alması.

KURUMA ZAMANI (DRYING TIME):

Uygulanan kaplama ya da boyanın istenilen sertliğe gelebilmesi için gerekli olan zaman.

KURUTUCULAR (DRIERS):

Kaplamalara, kuruma süresini kısaltmak için eklenen kimyasallar.

KUSMA (BLEEDING):

Alt katlardaki bir pigmentin ya da boyanın son kata ulaşıp istenmeyen bir görüntü oluşturması.

LATEKS BAZLI BOYA (LATEX BASED PAINT):

%100 akrilik, vinil akrilik ve terpolimer gibi sentetik bağlayıcılarla yapılan su bazlı emülsiyon boya. Polimerle pigmentin dengeli bir emülsiyonu.

PAS ÖNLEYICI BOYA (ANTI-CORROSIVE PAINT):

Çelik, demir ve diğer metal yüzeylere uygulanan ve paslanmayı engelleyen ilk kat boya.

PIHTILAŞMA (COAGULATION):

Lateks boyalarda reçine parçalarının lastik bir parça halinde birikmesi.

PİGMENT (PIGMENT):

Boyaya renk ve kapatma özelliklerini veren çok küçük ve çözünmeyen parçacıklar. Titanyum dioksit boyanın kapatma özelliğinde en büyük öneme sahip pigmenttir.

POLİMER (POLYMER):

Molekülleri, belirli bir yapısal düzeni birçok kez tekrarlayarak oluşan bir madde.

PORTAKAL KABUĞU OLUŞUMU (ORANGE PEEL):

Boya filmi üzerinde portakal kabuğu gibi bir görüntü oluşması.

RENK KORUNMASI (COLOR RETENTION):

Boyanın kendi rengini koruyabilme özelliği. Güneş ışığı, tekrar edilen temizlik aktiviteleri ve açık hava, renk korunmasını zorlaştırır.

SAKLAMA GÜCÜ (HIDING POWER):

Boyanın uygulandığı yüzeyi örtebilme özelliği.

SERTLİK (HARDNESS):

Bir yüzeyin çizilmeye ve darbelere karşı dayanıklılığı.

SOLMA (FADING):

Isıya ve ışığa maruz kalarak boyanın rengini yavaş yavaş kaybetmesi.

SU BAZLI (WATER-BASED):

Sıvı içeriğinin çoğu su olan kaplamalar.

TEBEŞİRLENME (CHALKING):

Bağlayıcının doğa koşullarında zayıflaması üzerine boya tabakası üzerinde oluşan toz.

TERMOPLASTİK (THERMOPLASTIC):

Isındıktan sonra sertleşen ve bir daha da yumuşamayan maddelere verilen ad.

TİNER (THINNER):

Boyanın kıvamını ayarlamak için kullanılan uçucu organik madde.

TOPLANMA (AGGLOMERATION):

Pigmentlerin daha büyük parçalar oluşturmak için bir araya toplanması.

TOZLANMA (EFFLORESCE):

Kaplamanın beyaz kristallerle veya tozla kaplanması. Tuğla duvarlarda çok görülür.

UZAKLAŞAN RENKLER (RECEDING COLORS):

Mavi ve tonları gibi, eşyaları ya da yüzeyleri uzaklaştırıyormuş gibi gösteren renkler.

VİSKOZİTE (VISCOSITY):

Bir sıvının akmaya karşı gösterdiği direnç.

YAKINLAŞTIRAN RENKLER (ADVANCING COLORS):

Kırmızı, turuncu gibi, eşyaları ya da yüzeyleri yakınlaştırıyormuş gibi gösteren renkler.

YANGIN ÖNLEYİCİ BOYA (FIRE RETARDANT PAINT):

Alev yayılmasını engelleyen, yüksek sıcaklıklara dayanabilen ve kapladığı yüzeyi koruyan bir boya çeşidi.

YAPIŞMA (ADHESION):

Kurumuş boyanın duvarda kırılmadan, bozulmadan kalabilmesi.

YÜZEY HAZIRLIĞI (SURFACE PREPARATION):

Ahşap, metal ya da herhangi başka bir maddenin boyanmadan önce tabi tutulması gereken boyanmaya hazırlık evresi.